24 Ağustos 2022

Yazar: Diyetisyen Buse Sepin

Kanser ve Beslenme

Kanser Nedir?

Yaşamımızı sürdürebilmemiz için hücrelerimizin sürekli yenilenmesi gerekir. Yaşam süresini dolduran hücreler vücuttan atılırlarken yerlerine yenileri gelir. Bu denge genlerin kontrolü altındadır. Bazı genler hücrelerin bölünüp çoğalmasını sağlarken, bazıları da aşırı hücre üremesini önlerler. Bazen hücreler, çevresel faktörlerin çok basamaklı bir süreç içinde, hücre DNA’sında ve kromozomların fonksiyonel birimleri olan genlerde oluşturduğu değişiklikler neticesinde kontrolsüz olarak bölünmeye başlarlar ve normalde olmayan bir oluşum meydana getirirler. Bu oluşum komşu dokulara ve uzak organlara yayılabilir. Bu anormal hücrelerin kontrolsüz büyüme ve yayılma özelliğine sahip olması ile gelişen büyük bir grup hastalığa kanser adı verilir.

Kansere Neden Olan Etmenler

Çevresel olarak maruz kaldığımız birçok kimyasal madde, kansere sebep olmaktadır. İlaçlar ve yağlı yiyecekler, bazı küfler, iyottan fakir diyet, kırmızı etten zengin diyetler, yanmış yağları içeren besinler de kansere sebep olan önemli çevresel faktörlerdendir. Sigara, alkol, hardal gazı, benzen, kömür tozu ve zifti, madeni yağlar, naftalin ve asbestos da diğer kimyasal kanser yapıcı etkenlerdir. Sigara içen kadınlarda akciğer kanserine yakalanma olasılığının erkeklere göre 3 kat fazla olmasının nedeni olarak gösterilen yüksek östrojen seviyeleri, kanserin birçok etmenin bir araya gelmesi ve birbirini etkilemesi ile ortaya çıktığı görüşünü destekler.

Kansere sebep olan fiziksel etkenler içinde, radyasyon, ısı, güneş ışığı, mekanik darbeler bulunmaktadır.

Kanser ve Beslenme

Kanserden korunmak için beslenme önerileri önemlidir. Sebze ve meyve tüketilmelidir. İşlenmiş kırmızı et tüketimi sınırlandırılmalıdır. Kızartma yağları uzun süreli kullanılmamalıdır.

Sigara dışındaki en önemli kanser nedeni diyet-kilo-fizik aktivite bileşenlerinden oluşan beslenme ile ilgili alışkanlıklardır. Tüm kanser vakalarının yaklaşık 1/3’üne yediklerimiz ve içtiklerimiz yol açmaktadır. Beslenme, sadece tüketilen gıdalar olarak algılanmamalıdır. Uygun olmayan beslenme alışkanlıkları fazla kiloluluk ve obeziteye neden olabilir. Fazla kiloluluk ve obezitenin kanser riskini artırdığını gösteren çalışmalar mevcuttur. Gıdalar, kanserden koruyucu özellikleri olanlardan kansere yol açanlara kadar oldukça geniş bir spektruma sahiptir.

Tüketilen besinlerin cins ve miktarlarının önemli olduğu kadar, pişirme yöntemleri de önemlidir. Pişirme sırasında besinlerde yararlı değişimler olduğu kadar, zararlı değişimler de olmaktadır. Pişirme esnasındaki asıl amaç, yararlı değişimleri ortaya çıkarmak kadar, zararlı değişimlerden de uzak durmaktır. Gıdaların yanlış hazırlanması sırasında birçok zararlı bileşen ortaya çıkmakta olup, bunların bir kısmı kanserojen bileşiklerdir. Çevre kirliliği sonucu, sebze, meyve ve deniz ürünlerinde dumanlama ile dumanlanmış gıdalarda pişirme şekline göre, zararlı bileşenler ortaya çıkar. Kızartma yağlarında gerçekleşen termal ve oksidatif reaksiyonlar nedeniyle, aynı yağın uzun süre kullanılması besinsel değerini olumsuz etkilemektedir. Kızartma yağlarını üç defadan fazla kullanmak yağın yanmasına sebep olur. Yanmış yağ kanserojenler içermektedir. Barbekü, ızgara ve tavada kızartma gibi pişirme yöntemlerinin mikrodalga ile pişirme ve haşlama/buğulama gibi pişirme yöntemlerine kıyasla kanser oluşuma sebep olur. Ayrıca antioksidan etkiye sahip bileşenlerce zengin baharat ve bitki ekstraktları kullanımının kanser oluşumunu engellediği yapılan birçok çalışmada tespit edilmiştir.

Bilimsel çalışmalar, beslenmenin en çok sindirim sistemi (yemek borusu, mide, bağırsak), hormon salgıları ile ilgili organlar (göğüs, rahim, yumurtalık, prostat) ve akciğerlerde gelişen kanserlerle etkileşim içinde olduğunu göstermektedir. Erkeklerde kolon, prostat ve kalp hastalığı için vejetaryen olanların vejetaryen olmayanlara karşılık bir avantaja sahip olduğu belirtilmektedir. Ayrıca, bu etkiler vejetaryenlerde hem düşük et tüketimi, hem de meyve, sebze, tahıl ve fındık gibi besinlerin alımı ile ilişkilidir. Sigara ve alkol kullanımının sınırlı olması bu ihtimalleri azaltmaktadır.

Tütün içmek birçok kanser, kardiyovasküler hastalık (CVD) ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi birçok kronik hastalığa neden olur ve tüm nedenlere bağlı ölümleri belirgin şekilde artırır. Sigara dumanı, çeşitli insan kanserlerinin doğrudan bir nedeni olarak kabul edilir. 

Alkollü içecekler çok sayıda kanserojen bileşik içerir, ancak alkol tüketimi ile kanserin gelişimi arasındaki ilişki etanole bağlıdır . Birçok çalışmada orta düzeyde alkol alımının (her gün 1-2 kadeh) meme kanseri insidansında %30-50 oranında artışa neden olduğu gösterilmiştir. Yakın geçmişte yapılan bir toplum-bazlı çalışmada artmış alkol alımının östrojen reseptör pozitif meme kanseri gelişiminde etkili olduğu gösterilmiştir.

Bültene Abone Ol

Fit tarifler ve yazılarımızdan haberdar olmak için bültene abone olun